Danışmanlık süreçlerinde sürekli vurguladığımız bir gerçek var; “Değişim kaslarının durumunu analiz etmeden yola çıkmak, kayıplarla sonuçlanıyor.”
Detaylı mevcut durum analizleri yapılmadan başlayan projelerin çoğu, aynı sona doğru ilerliyor. Şirketlerin “Biz aslında daha önce de…” diye başlayan hikâyeleri, sürdürülemeyen değişim çabalarının en net göstergesi. Araştırmalar; şirketlerin %70 i değişim yönetimi girişimlerinin beklenen sonuçları karşılamadığını gösteriyor.
Değişim bir felsefedir. Bu felsefeyi anlamadan yapılan yüksek bütçeli teknoloji yatırımları, imzalanan anlaşmalar ve projeler maalesef hep aynı sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor.
Dikkate almamız gereken önemli noktalar var.
🔵 Değişim önce psikolojidir.
Değişim kaslarının en kritik unsuru, psikolojiyi yönetmek. İnsanların düşünce yapısını ve nedenlerini anlamadan, dönüştürmeden atılan her adım, başarısızlıkla sonuçlanabilir.
🟢 Yönetimin tam desteği olmalı.
İhtiyaca uygun stratejik adımlar için yönetimin tam desteği şart.
🔴 Değişimin tanımı net yapılmalı.
Neden değişim ihtiyacı olduğunu ve sonuçlarının neye hizmet edeceğini tanımlamadığınız bir değişim yolculuğu anlamlı bir yere varmaz. Çoğu zaman “neden?” sorusunun cevabı çok klişe bir şekilde “değişim şart” cevabı ile havada kalıyor. Yönsüz bir değişim çabası, sadece zaman ve kaynak kaybıdır.
Değişimin Tanısının Konması için; doğru verileri toplayıp, anlamlı analizler yapıp bir yol haritası çıkarmak çok önemli. Çok sevdiğim bir söz her yol haritasının doğru okunması ve gerekli yerlerde yolun yenilenmesi gerektiğini hep hatırlatır. “Harita arazinin kendisi değildir.”
🟣 Farkındalık ve istek gerekli.
Değişim ihtiyacını anlayan, yapılacaklar için istekli ekipler olmadan başarı mümkün değil. Rol dağılımı dengeli olmalı. Kim, hangi işten sorumlu? Bu sorunun cevabı açık olmalı. Yetkinlik ve yetenek analizleri, bu noktada aydınlatıcı olacaktır.
🟡 Sağlam bir plan ve süreç tanımlaması yapılmalı.
Tıpkı A noktasından B noktasına gitmek için çözülen matematik problemleri gibi, süreç net bir şekilde tanımlanmalı. Amaç, kaos yaratmadan hedefe ulaşmak. Süreçleri tanımlarken doğanın kanununa kafa tutan iş süreçlerimiz var. Akışa direnen ve hep aynı darboğaza sürükleyen.
🔵 Takip, ölçüm ve revizyon olmazsa olmaz.
Değişim, sürekli takip ve gerektiğinde revizyon gerektirir. Aksi halde, ilerlemenin sürdürülebilirliği sağlanamaz.
Sonuç olarak, değişim bir yolculuktur. Hazırlıksız çıkılan her yolculuğun bize neler mal olduğunu bireysel ve toplumsal düzeyde defalarca deneyimledik. Artık bundan ders alma zamanı geldi geçiyor.
Unutmamak gerekir ki;
“Bireyler, topluluklar, toplumlar kendi yaşamlarını istekleri doğrultusunda şekillendirebilmek ve gerek gördüğünde değiştirebilmek için ihtiyaç duyduğu tüm kaynaklara kendi içinde sahiptir.”
Sizce organizasyonel değişim süreçlerinde en büyük zorluk nedir?